Anne Baba Tutumları Ve Bağlanma İlişkisi
Otoriter Anne-Baba Tutumu
Anne ve babanın çocuklarına karşı otoriter tutumları sıklıkla karşılaşılan bir aile tutumudur. Bu aile davranışı çocuğun kişiliğinin geri planda bırakıldığı bir tutumdur. Bu tr tutum benimseyen ailelerde çocuğun kendisine karşı olan özgüveni kaybetmesi muhtemel bir durumdur. Zira bu durumda çocuk kendisi için hareket edebilecek bir alan bulamamaktadır. Çocuğun bu durum üzerinde ailenin önemli bir etkisinin olabileceği söylenebilir. Bu tür otorite sağlama durumlarında ailenin çocuğa karşı katı disiplin kuralları bulunur. Çocuk ise belirlenen bu kurallara uymaya zorlanır. Aynı zamanda çocuğun bu kurallara uyup uymadığı ise devamlı olarak kontrol edilmektedir (Atılgan, 2012).
Çocuğa karşı otoriter yönetim tarzını benimseyen ailelerde çocuğun nedenini anlayamadığı yasaklar bulunmaktadır. Bu yasaklar belirlenirken çocuğun fikrine başvurulmaz ve çocuğun nasıl etkileneceği ise düşünülmez. Burada ailenin temel amacı çocuğun kişiliğinin eleştirilmesidir. Kurallara uymayan çocuğa ise belirlenen cezalar sözlü ya da fiziksel olarak uygulanabilmektedir. Çocuk bu durumun farkındadır ve ailesi tarafından bir cezaya maruz kalmamak için mümkün olduğunca bu kurallara göre hareket etmeyi benimser. Anne ve babanın bulunmadığı ortamlarda ise çocuk bu durumu devamlı olarak eleştirir (Derman & Başal, 2013).
Otoriter aile tipolojisi aşağıdaki gibi sıralanabilir (Atılgan, 2012).
Otoriter olarak tanımlanan aile tipolojilerinde anne ve babanın özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Çocuklar ailenin belirlediği belirli idealler çerçevesinde yetiştirilir.
Çocuk aile içerisinde kendisine öğretilen kurallarla bir yetişmiş gibi davranmak zorunda bırakılır.
Çocuk üzerinde anne ve babanın kontrolü keskin ve tamdır.
Aile içerisinde çocuğun durum ve davranışlarına karşı hoşgörü ve anlayış bulunmamaktadır.
Aile genel anlamda katı bir disiplin anlayışını benimsemiştir.
Bu tür ailelerde çocuğa hata yapma şansı tanınmamaktadır.
Çocuğa karşı belirlenen kurallara karşı çocuğun herhangi bir sorgulama hakkı yoktur.
Çocuğa için belirlenen kurallarda herhangi bir esneme söz konusu değildir.
Kuralları uygulayan anne ve baba her zaman haklıdır.
Çocuğun en basit hataları bile bu kurallar çerçevesinde cezalandırılır.
Ceza temelinde bir eğitim anlayışı hakimdir ve çocuğun her kurallara aykırı davranışı koşulsuz cezalandırılır.
Demokratik Anne-Baba Tutumu
Çocukların kişisel gelişimleri açısından en uygun görülen aile davranış tutumu demokratik tutum olarak ifade edilmektedir. Demokratik tutumu çocuk yetiştirme biçimi olarak benimseyen ailelerde anne ve babanın çocuğa karşı koşulsuz bir sevgi ve aynı zamanda saygı duygusu gelişmiştir. Bu tür ailelerde çocuğun hem ihtiyaçları karşılanmakta hem de denetim yapılmaktadır. Çocuğa yönelik bu ihtiyaçlar yalnızca maddi kaynaklı olmayıp aynı zamanda sevgi ve ilgiyi de içermektedir. Bu tip ailelerde aynı zamanda bireyselliği de ayrıca önem verilmekte ve çocuğun bağımsız bir şekilde düşünebilmesi sağlanmaktadır. Aile içinde anne-baba ve çocuk arasındaki iletişim güçlüdür. Bu iletişim sayesinde kurallar katı olmaktan çocuğun gereksinimleri gözetilerek oluşturulur (Atılgan, 2012).
Demokratik davranış şekillerini benimseyen ailelerde çocuğa ve onun kişiliğine karşı saygılı olmak bir gereklilik olarak görülmektedir. Bu nedenle anne ve baba tarafından çocuğa karşı saygılı davranışlar gözlemlenir. Demokratik kuralları benimseyen ailelerde çocuğa karşı cezalar uygulanabilir. Fakat bu cezalar çocuğa verilse bile bu ceza karşında çocuğun duygusal ve fiziksel olarak yıpranmamasına özen gösterilir. Bunun yanında ailede anne ve babanın duygu kontrolü ön planda olur ve aile karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde hareket eder (Positive Parenting Solutions, 2011).
Demokratik tutumu benimseyen ailelerin genel özellikleri aşağıdaki gibidir (Erdoğan & Uçukoğlu, 2011);
Aile içinde çocuğun özerk bir kişiliğe sahip olduğu benimsenir.
Çocuklara karşı kısıtlamalar oldukça azdır.
Çocuğa karşı özdenetim mekanizmasının geliştirilmesi sağlanır. Bunun için ailede uygun ortam oluşturulur.
Çocukların aile içinde dile getirdiği görüşlere saygı duyulur. Çocuğun aile içinde söz hakkı olduğu bilinci hakimdir.
Çocuklara yaşlarına uygun sorumluluklar verilir ve bu sorumlulukların yerine getirilebilmesi için aile destek sağlar.
Aile içinde çocuğun değerli olduğu hissettirilir ve sorumluluk sahibi olmaları sağlanır.
Çocuğun gelişimine uygun davranılarak psikolojik destek sağlanır.
Çocuklara yaşları dahilinde belirli sınırlar çizilir ve çocuğun bu sınırlar dahilinde hareket etmesi teşvik edilir.
Koruyucu Anne-Baba Tutumu
Aile tipolojileri içerisindeki bir diğer aile koruyucu anne ve baba tutumudur. Bu tutuma sahip ailelerin çocuklarında çevrelerine karşı güvensizlik ön planda olmakta ve çocuk bu çevreye karşı devamlı olarak korunmaktadır. Koruyucu tutumu benimseyen ailelerde çocuğun bağımsızlık ve özerkliği göz ardı edilmekte ve yetenekleri arka plana atılmaktadır (Erdoğan & Uçukoğlu, 2011).
Bu aile tutumunda ebeveynler çocuklarına karşı aşırı derece korkuya sahiptirler. Bu korku nedeniyle çocukların yapması gereken birçok şey aile bireyleri tarafından yerine getirilir. Bu tavırlar nedeniyle çocuk yapması gereken işleri yapamaz ve yaşayarak öğrenme yetisi gittikçe kaybolur. Çocuğa karşı her konuda gereğinden fazla müdahale söz konusudur. Bu nedenle çocukların kendilerine yeterli düzeyde öğrenmelerine engel olunmaktadır. Ebeveynlerin bu tutumları nedeniyle çocuğun kendi özgüven anlayışında eksiklikler meydana gelebilmektedir. Bu durumda çocuğun psiko-sosyal becerilerinin geç yerleşmesine neden olur. Çocuğun sosyal gelişiminde oldukça ciddi etkiler yaratabilecek bu davranışlar, ebeveynlerin aşırı korumacı tutumları nedeniyle meydana gelmekte ve çocuğun gelişimine olumsuz yansıyabilmektedir (Erözkan , 2012).
Aşırı korumacı tutuma sahip ailelerin özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir (Çakmak & Kaplan, 2015),
Çocuklara gösterilmesi gereken özen ve ilgi normalinden fazladır.
Çocuk aile içerisinde kendisini oldukça önemli bir kategoride değerlendirir.
Bu durum daha çok uzun süre çocuk sahibi olmayan ailelere özgü bir davranışı göstermektedir.
Çocuğa herhangi bir sorumluluk verilmez ve tüm iş anne ve baba tarafından gerçekleştirilir.
Çocuğun tüm istekleri eksiksiz bir şekilde yerine getirilir.
Bu ortamda büyüyen çocuklarda geç yürüme ve erken konuşma başlayabilir.
Aile çocuğun hasta olmaması için olması gerekenden fazla ilgi ve alaka göstermektedir.
Çocuğun kendi yaşına uygun davranış göstermesine izin verilmez
Çocuğa karşı zarar verebilecek her şey çocuğun bulunduğu ortamdan uzaklaştırılır. Ya da aile çocuğa en ufak bir zarar gelmemesi için çaba harcar.
Çocuğun kendi başına alması gereken kararlar anne ve baba tarafından çocuğun yerine alınır.
Anne ve baba çocuğun büyüdüğünü kabul etmez ve devamlı bir şekilde çocuk aynı yaştaymış gibi davranılır.
İlgisiz Anne-Baba Tutumu
Bir diğer anne-baba tutumu ise ilgisiz anne-baba tutumudur. Bu davranış türü aşırıcı korumacı anne-baba aile tipolojisine karşı zıt özellikler göstermektedir. Bu tip ailelerde çocukların genel anlamda anne ve baba çocuğa karşı ilgisiz davranmakta ve çocuğun gereksinimleri göz ardı edilmektedir. Bu davranış kalıpları içerisinde çocuğa karşı önemli derece bir ilgisizlik söz konusudur. Bu ailelerde anne ve babalar çocuğun isteklerine karşı kayıtsız kalmakta ve çocuğun gereksinimleri kendisinin karşılaması beklenmektedir. Aile içinde çocuksuz gereksiz olarak değerlendirilmektedir. Davranışlar ile büyüyen çocuklarda genel anlamda olumsuz davranışlar gözlemlenebilmektedir. Sevgiden yoksun bir şekilde büyüyen bu çocuklar bulundukları ortamlarda dikkat çekmeye ve varlıklarını ispatlamaya çalışmaktadırlar. Bu tutumu benimsemiş ailelerin bireyleri de saldırgan ve iletişim sorunları olan bireylerden oluşabilmektedir (Halpenny & Watson, 2010).
İlgisiz tutumu benimsemiş ailelerin genel özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir (Çakmak & Kaplan, 2015);
Bu tür ailelerde genel anlamda boş verme ve hoşgörülü davranma kalıpları birbirlerine karıştırtılmaktadır.
Çocuğun sergiledikleri davranışlara karşılık ailede herhangi bir davranış sergilenmemektedir.
Çocuğun varlığı aile içinde herhangi bir etki yaratmamaktadır.
Aile içinde çocuğa devamlı olarak suçlamalar yöneltilmektedir.
Çocuk devamlı olarak yalnızlık ve suçluluk duygusu yaşamaktadır.
Çocuk bulunduğu aile ortamında rahatsızlık verdiği hissiyle bulunur
Çocuğun aile tarafından ilgilenilme durumu genelde çocuğun hata yaptığı zamanlar ya da şikâyet edildiği zamanlardır.
Çocuk ve aile devamlı bir şekilde iletişim eksikliği bulunmaktadır. Bunun nedeni ise çocuğun aile içinde sürekli dışlanmasıdır.
Tutarsız Anne-Baba Tutumu
Bu aile tipolojisinde anne ve babanın tutum ve davranışları tahmin edilemez bir biçimde ortaya çıkabilmektedir. Aile tarafından çocuğa karşı sergilenen davranış farklı zaman dilimlerinde farklılaşabilmektedir. Bu durum nedeniyle bu ailelerde büyüyen çocukların özsaygı düzeyinin ve otokontrol yeteneğinin düşük olduğu belirtilmektedir (Erdoğan & Uçukoğlu, 2011).
Bazı durumlarda anne ve babalar çocuklarına karşı tutarlı davranış göstermek durumundadır. Söz konusu bu tutarlılık, anne ve babanın çocuğa karşı olayın durumuna göre farklılık göstermesi gerekmektedir. Bu tür aile davranışlarında bu davranışların tutarsız olması çocuk üzerinde farklı ve olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Bu şekilde yetiştirilen çocukların hangi davranışları nerede ve nasıl sergileyeceğinin anlaşılması zorlaşmaktadır. Bunun yanında bu ailelerde anne ve baba arasındaki davranış farklılıkları da çözük üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır. Anne tarafından uygun görülen bir davranışın baba tarafından uygun görülmemesi ailenin tutumsuz davranış göstermesinin en önemli göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu durumun yaşanması çocuğunda aynı davranışları sergilemesine neden olabilmektedir. Bu nedenle küçük ya da büyük çocuklar için aynı davranış kalıplarını benimsemek bunun yanında kız ya da erkek çocukları için aile içinde aynı davranış normları oluşturma önemlidir. Bu durumun gerçekleşmemesi durumunda çocuğunda dengesiz davranışlar sergilemesi olasıdır. (Shvedovskaya & Archakova, 2015).
Dengesiz tutuma sahip ailelerde, anne ve baba bir gün hoşgörü ile karşılaşılan bir durumu başka bir gün olumsuz olarak değerlendirebilmektedir. Bu nedenle başka gün hoşgörü ile karşılaşılmayan durumda ceza mekanizması ortaya koyulabilmektedir. Çocuğa aile içinde eğitim verilirken dengeli, tutarlı ve kararlı olunmaması çocuğunda neyi yapıp neyi yapmaması durumunu yaşatmakta bu durum ise çocuğun çelişkili bir kişilikle yetişmesine neden olmaktadır. Tutarsız davranan anne ve babalar, aynı zamanda çocuğun sosyalleşme çabalarına da olumsuz katkı sunabilmektedirler (Derman & Başal, 2013).
Çocuk Gelişimi Uzmanı ve Aile Danışmanı
Emine BAYIR
Comments