top of page
Yazarın fotoğrafıSena Kuru

Çocukların ''Cinsellik'' ile İlgili Sorularına Nasıl Cevap Verilmeliyiz? Nelere Dikkat edilmeliyiz ?

Ebeveynler ve öğretmenler çocukların sorularını ve cinsellik ile ilgili oyunlarını problem olarak görürler. Oysa bunların büyük bir çoğunluğu çocuğun merakından kaynaklanmaktadır. Evrensel ve doğaldır. Çocuğun gelişim dönemlerine göz atılacak olursa; yeni doğan bebeğin kendini ve dış̧ dünyayı tanımaya çalışması zaman almaktadır. Küçük çocuk kendini tanımaya çalışırken vücudunun organlarını keşfeder. Ellerine, gözüne, kulağına dokunarak sahip olduğu organlarım tanımaya çalışır. Etrafındaki nesneleri, renkleri, kişileri, şekilleri tanımaya başlar.

 

Genellikle 3 yaş civarında konuşmayı da büyük oranda gerçekleştirdiğinden merak ettiği her şeyi sormaya başlar. "Otobüs nasıl gider?", "Bu nedir?", "Vapur neden denizde gider?" "Bu neden kız, ben neden erkeğim?" vb. gibi sorulara cevap aramaya başlar. Aldığı cevaptan tatmin oluncaya kadar soruların ardı arkası kesilmez. Oynadığı oyuncakların türü̈, kıyafetlerin farklılığı kız ve erkek çocuklarda bu farklılığın nereden kaynaklandığı konusunu gündeme getirmektedir.

 

 Eisenberg, Murray, Hite'e (1982) göre cinsel rollerin kazanılmasında oyun ve oyuncakların, yaşantıların ve deneyimlerin büyük etkisi vardır. Damon'a (1977) göre ise 4-9 yaş çocuklarda cinsel kimliğin oluştuğu yaşlardır. Kız ve erkek çocuklar anne babayı taklit ederek, kendi cinsel kimliklerine ilişkin özellikleri merak etmeye başlarlar. Sürekli merak ve taklit içinde olan çocuk, bu merakını daha da geliştirerek kız erkek farklılığının nereden kaynaklandığını, dünyaya nasıl geldiğini sormaya da başlayacaktır.

 

Eğer aile bu konuda tedirgin, çekingen davranırsa, bu sorulan bir şekilde geçiştirmeye çalışırsa, bunların ayıp olduğunu, çocukların böyle şeyler sormaması gerektiğini söylerse; bu durumdan rahatsız olan çocuk "Utangaçlık ve Ayıp" kavramları ile tanışacaktır. "Ben nasıl dünyaya geldim ve neden kızlar erkeklerden farklı?" gibi sorular son derece masumane ve merak uyandırıcı sorulardır. Bu sorulara açık, net ve sade bir açıklama çoğu kez çocukların merakını giderecektir. Yaşının üzerinde bilgilenen çocuklar gereksiz yere fazla bilgiyle donatılmış ve erken uyarılmış çocuklardır.

 

Cinsel eğitim doğumdan başlayıp ergenlik dönemine kadar, hatta yaşam boyu süren sürekli bir eğitimdir. Razon'a (1988) göre bu eğitim ne çok erken başlamalı ne de çok geç kalınmalıdır. Erken bilgi vermek çocuğun kafasını karıştırmaktan öte hiç bir işe yaramamaktadır. Aile ve toplumun cinsel eğitim konusunda, cinsel içerikli sorulara cevap vermeme ya da yanlış yanıt verme şeklindeki katı ve sert tutumu, günümüzde televizyon sayesinde bir başka uç noktadaki tutumla tam bir çelişki yaratmaktadır.

 


  • Cinsel organını gösterip “Bu ne?” diye soruyor. Çocuğuma ne demeliyim?

2-3 yaş civarında tuvalet eğitimiyle de birlikte cinsiyet farkındalığı ve algısı oluşur. Bu dönemde iyice sorgulamaya başlayan çocuk cinsel organının anatomik olarak doğru adını söylemekte bir sakınca yoktur. Yani “pipi” yerine “penis”, “kuku” yerine “vajina” demek daha uygun olacaktır.


  • Çocuğum “Ben nasıl oldum?” diye soruyor. Bir bebeğin dünyaya gelişini nasıl anlatmalıyım?

Böyle bir durumda, anneler ve babaların rahat ve yalnız oldukları bir ortamda birbirlerini sevdiklerini ve sevecekleri bir bebek yapmak istediklerini açıklayabilirsiniz. Bu sevme şeklinin özel bir olay olduğunu hatırlatmak gerekebilir. İlerleyen sorulara karşın, Babanın sperm hücresi var ve o da annenin vajinasına tohum ekiyor. Annenin vücudunda rahim diye bir yer var ve bebek annenin vücudunda özel bir alanda büyümeye başlıyor. Yeteri kadar büyüyünce artık dışarı çıkma vakti geliyor ve annenin vajinasından bebeği doktorlar çıkartıyorlar diye açıklama yapılabilir. Böyle bir açıklama 3-3,5 yaştan itibaren yapılabilir. Dobra ve net cevap vermenin bir sakıncası yoktur. İşin püf noktası, çocuğun sorduğu kadar ve kafasını çok karıştırıp onu korkutmayacak kadar açıklamaktır.


  • Çocuğuma iyi ve kötü dokunuşu nasıl öğretebilirim?

Çocuğunuza sarılmanın iyi dokunuş olduğunu söyleyebilirsiniz. Anne-baba dışında, ya da anne baba kontrolünde bir doktor muayenesi dışında çocuklarınıza onların cinsel bölgelerine kimsenin dokunmasına izin vermemesi gerektiğini söyleyin. Eğer bedenine dokunulduğunda rahatsızlık hissettiği bir an olursa, karşısındakine “dur” demesi gerektiğini, çevresindekilerden yardım isteyebileceğini öğretin. Böyle bir durum yaşarsa size gelip rahatça anlatabileceğini ona hatırlatın. Yetişkin olarak bizlerin de artık onların bedenlerine saygı duymamız, onların bedensel sınırlarını keşfetmelerine yardımcı olacaktır. Bu sayede iyi-kötü dokunuşu ayırt etmeye başlayacaklardır.


  • Babamın neden seninki gibi memeleri yok?

‘’Çünkü kadınlar, bebeklerini memeleri yardımı ile doyururlar’’. Bu cevapta çocuğun sosyal ortamdan edindiği veya hali hazırda edineceği bilgilerle örtüşmektedir. 

 Fark edildiği gibi cevaplar fazla içerik barındırmayan basit, gerçekçi cevaplardır. Ancak ebeveynin bu sorulara ‘’acaba tatmin algısı oluştu mu?’’ düşüncesi ile verdiği fazla cevaplar, yeni merakları ve yeni soruları doğuracaktır. Çocuğun hazır olmadığı sorulara ve cevaplara ulaşması her zaman için karmaşa oluşturacaktır.


  • Bebek annenin karnına nasıl girdi?

Genelde 6 yaş sonrası görülen ve ebeveyni en fazla zorlayan soru budur.

 Anne karnının içinde kalemle bile çizilemeyecek kadar küçük yumurtaların olduğu ve anne çocuk istediği zaman bu yumurtaların bir bebeğe dönüşmeye başladığı anlatılabilir. Bebek büyüyene kadar bir okul yılı kadar süre geçer ve sonra dünyaya gelir. Eğer çocuk bebeğin büyüdüğü yer olarak mideyi düşünüp yemek yeme algısı ile ilgili bir sorun yaşarsa; o zaman yine basit bir dil kullanarak ‘’rahim’’ kavramı ile tanıştırılmalı. Yani süreci çocuk yönetecek, onun ihtiyacı doğrultusunda ebeveyn, bir bilge sakinliğinde eşlik edecektir.

Bir sonraki süreçte babanın rolünü sorgulayan çocuğa; ‘’anne karnındaki yumurtaya tohumu vermek’’ şeklinde cevap verilebilir. Bu konuyu somutlaştırmak adına da çiçeklerden başlanabilir. Böylelikle bir erkek ve kadın hücresinin bebeği oluşturduğu anlatılmış olur. Yine somut ve basit bir cevap alan çocuk bir sonraki basamağa kadar kendisini huzurlu hissedecektir. 


  SENA KURU

Çocuk Gelişimi Uzmanı

 


Cinsel organını gösterip “Bu ne?” diye soruyor. Çocuğuma ne demeliyim? Bebek annenin karnına nasıl girdi? Babamın neden seninki gibi memeleri yok? Çocuğuma iyi ve kötü dokunuşu nasıl öğretebilirim? Çocuğum “Ben nasıl oldum?” diye soruyor. Bir bebeğin dünyaya gelişini nasıl anlatmalıyım?

Comments


bottom of page