Ekranın Zararları ve Nörogelişim
Güncelleme tarihi: 2 Eki 2023
Çocukla ilgilenen tüm profesyonellerin nörobilim bilmesi gerektiğini düşündüğümden, nörobilim ile başlayacağım yazıya. İnsan beyni kafanın içinde dar bir doğum kanalından geçmesi gerektiğinden oldukça immatür(olgunlaşmamış), erken bir dönemdedir, insan yavrusu dünyaya geldiğinde. Yenidoğan beyni sadece içinde bulunduğu vücudu karmaşadan koruyacak ve dış dünyadan veri alıp işleyebilecek kadar gelişmiştir. Yani ağzına geleni yutabilir (tabi sıvıysa), kalbi düzenli atar, zamanı geldiğinde bağırsaklarını boşaltır, görür, duyar, acıyı ve derisine değeni hisseder, tadar. İnsan yavrusunun bu dönemde duyular aracılığı ile dış dünyadan aldığı verilere verdiği cevaplar birkaç refleksten fazlası değildir. Dolayısıyla insan yavrusunu erişkine benzeyebilmesi, duyulardan aldığı verilere tanıdık yanıtlar verebilmesi için bazı şeylere ihtiyacı vardır:
Güvenli bağlanma: yenidoğan bu yeni geldiği evrende onu güvende hissettireceği birilerine ihtiyaç duyar. Hoş olmayan hislerden onu koruyacak, avutacak, karnını doyuracak birilerinin varlığı ve verdiği güvenle geldiği dünyaya dair merak duyar bakar, duyar, şahit olur öğrenir. Bulunduğu ortam güvenli hissettirmiyorsa insan yavrusu süreçli endişe içinde olur ve için kapanır. Devamlı endişe ve korku içinde olması onun içinde bulunduğu dünyaya ilgi duymasını engeller.
Yeterli düzeyde sosyal ilişki: yenidoğan büyürken ona bakım verenler aracılığı ile dünyayı tanır. Ebeveynleri ve bakım veren diğer bireylerle düzenli ve yeterli süre ilişkide kalarak diğer bireyler ile ilişki kurmayı, duyguları anlamlandırmayı, duyularla aldığı uyaranlara uygun cevaplar vermeyi öğrenir. Yetişkin dönemde çok önem kazanan yüzleri okumayı bu dönemde öğrenmeye başlar. Yani bebeğin yeterince yüze ve o yüzlerle gelen ilişkiye maruz kalması onun ilerde normal olarak nitelenen bir bireye dönüşmesi için elzemdir.
Bulunulan çevreyi deneyimleme: insan yavrusu doğduğu anda üzerine giydiği giysilerle başlayarak çevresini deneyimleyerek öğrenir. Beslenme sandalyesinden veya kucaktan inmeyen bir bebeğin yürümesi gecikecektir. Bu onun beynindeki sorundan kaynaklanmaz. Yaşadığı çevreyi aracısız deneyimleyememesinden kaynaklanır. Devamlı ebeveyn aracılığı ile hareket eden kısıtlı alanlarda (mama sandalyeleri, ana kucakları gibi objeler ve ebeveynin kucağı) hareket edebileceğini hayal edemez. Ancak yeterince yerde vakit geçirirse minik beden hareketleri ile yer değiştirebileceğini keşfeder ve çevresindeki objeler uzanma hevesi ile mobil olabileceğini keşfeder. Yani insan yavrusu deneyim ile beceri kazanır. Deneyim fırsatı olmazsa gelişimi geri kalacaktır.
Şahit olma (görerek öğrenme): çocuk çevresinde olup bitenlere şahit olarak da öğrenir. İnsanların birbirlerine davranışlarına, objelerin durumlara göre aldığı pozisyonlara (rüzgar ağaçları sallar, oyuncak yüksekten bırakılınca daima yere düşer gibi) bakarak genel kavrayışlara sahip olur. Bu hızlı ve etkin bir öğrenme yöntemidir.
Ekranın zararları ;Çocuk ekran başına oturtulduğunda bağlanma hariç yukarıdakilerin hiçbirini gerçekleştiremez. Ekran baktığı sürece çocuk sosyal ilişki kurmaz, yaşadığı çevreyi deneyimleyemez ve çevresinde olup bitene şahit olamaz. İste bu yüzden ekranın zarar verdiğine inanılmamasına 25 yıldır hayret içinde kalırım.
Yeterince iletişim kurmayan çocuk duyulardan gelen verilere vereceği cevabı başkasını taklit ederek değil kendi başına bulur. Bulduğu karşılık bizlerin verdiği tepkilere benzemediği için anormal olarak etiketlenir. Örneğin bir erişkinlerin sevinme şekillerine şahit olamayan çocuk bebeklik dönemindeki Sevinme mutlu olma tepkisini devam ettirir yani kanat çırpma hareketi ile sevincini belli eder. Ya da normalde endişe ettiğinde yakınlık ihtiyacını göstererek rahatlama arayışına girmesi gereken çocuk bu yakınlığı bulamadığında sallanarak, elini ağzına sokarak, dönerek regüle etmeye çalışır. Bize anormal gelen bu davranışların engelleyerek aslında çocuğun kendini düzenlemek için icat ettiği yolları elinden alırız. Arkasında agresif davranışlar başlar. Aslında ilişkiyi sağlar ve zaman verirsek her çocuk ayna nöronların sağladığı taklit davranışı sayesinde ilişkide bulunduğu erişkinlerin sevinme düzenlenme şekillerini öğrenecek ve uygulayacaktır. Bir çocuğu zorla değiştirmeye çalışmak her zaman patolojik karşılık bulur bu nedenle çocukla ilişkide bulunan herkesin ilişkiye önem vermesi bir zorunluluktur.
Sorularınızı FORUM kısmından sorabilirsiniz.
UZM. DR. HANDAN KILINÇ
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI UZMANI
Comments