Serebral Palsi Nedir ? Belirtileri Nelerdir ?
Nedir? Ne sıklıkta görülür?
Serebral Palsi(SP), gelişmekte olan fetal ve yeni doğan beyninde meydana gelen ilerleyici olmayan bozukluklara bağlı, aktivite kısıtlılıklarına yol açan, hareket ve postür gelişimindeki kalıcı yetersizlik durumunu tanımlar. Hasarın kendisi ilerleyici olmamasına rağmen yetersizliklerin sonuçları ilerleyebilir bu nedenle SP gelişimsel bir bozukluk olarak değerlendirilmektedir.
SP’de görülen motor yetersizlikler sıklıkla bilişsel, davranışsal, duyusal, iletişim ve algı bozukluklarıyla seyreder. Aynı zamanda SP çocukluk çağı yetersizlik türlerinin en sık rastlanan nedenlerinden biridir.
SP şemsiye bir terim olmakla beraber bireyin yetersizliğine, beyindeki tutulumun lokalizasyonuna, tonus değişikliklerine göre birçok alt sınıflandırma mevcuttur.
Kas tonusuna göre sınıflandırma:
Spastik (en sık rastlanan klinik tip, yaklaşık %70)
Diskinetik (%20)
Korea
Atetoz
Ballismus
Tremor
Rijidite
Distoni
Ataksik (%10)
Hipotonik
Miks
Etkilenen uzuvlara göre sınıflandırma:
Diparezi
Kuadriparezi
Hemiparezi
Paraparezi
Monoparezi
Triparezi
Gelişmiş ülkelerde 1000 canlı doğumda 2-2,5; ülkemizde 1000 canlı doğumda 4,4 olarak görülmektedir.
Nedenleri
Serebral palsili çoğu bireyin kesin olarak bir sebebi yoktur ancak birçok risk faktörü vardır. Serebral palsi doğum öncesi, doğum sırasında ve doğum sonrasında ortaya çıkan nedenlere veya risk faktörlerine bağlı olarak gelişebilmektedir.
Doğum Öncesi
Kalıtsal nedenler
Enfeksiyonlar
Metabolik hastalıklar
Olumsuz sosyal ve çevresel faktörler
Doğum anında
Prematüre doğum
Düşük doğum ağırlığı
Çoklu doğum
Oksijensiz kalma
Zor ve uzun doğum
Doğum sonrası
Enfeksiyonlar
Dolaşım problemleri
Oksijensiz kalma
Kanama
Toksik nedenler
Travmalar
Kitle oluşumu
Tanı Konulması
Anne karnında yapılan görüntüleme bulguları ve doğum öncesi risk faktörleri SP tanısına yardımcı olabilir ancak yeni doğan nöbetleri, düşük doğum ağırlığı veya enfeksiyonlar gibi tek veya birden fazla risk faktörleri SP tanısında yanılgılara neden olabilir.
Yenidoğan döneminde tanı koymak yerine riskli yenidoğan olarak yakın takipe alınır. Gelişimin erken dönemlerinde tanının belirginleşmesi motor hareketlerin geri kalması sonucu fark edileceğinden fizyoterapistlerle çalışmak oldukça elzemdir.
Fizyoterapistler, riskli yenidoğanda erken fizyoterapi programını uygulayarak; ilkel refleks değerlendirmesi, postüral yanıtlardaki gecikme, asimetri değerlendirmesi, istemsiz hareketlerin değerlendirmesini yapar. Gelişimin en hızlı olduğu 0-1 yaş aralığında yakın takip önemlidir çünkü ilk belirtilerini bu yaş aralığında görebiliriz.
Yenidoğan döneminde yapılan nöromotor testler SP tanısını destekleyerek klinik karar verme sürecine destek sağlar.
Alberta Infant Motor Skalası (AIMS): Düzeltilmiş yaşı 4-10 ay arasında bebeğin gelişiminin yaşıtlarıyla karşılaştırılmasında yarar sağlar
Infant Motor Performans Testi (TIMP)
Nöro Sensori Motor (NSMDA)
Prechtl Genel Hareket Değerlendirmesi (GMs)
Belirtiler
Motor problemler dediğimiz fiziksel gelişim basamaklarındaki gerilik genelde ilk fark edilen ve müdahale edilen yer olmaktadır ancak çeşitli duyusal, kognitif ve bilişsel problemler eşlik ederek en temel problem haline dönüşür.
Başlıca motor problemler;
Kas zayıflıkları
Kas tonusundaki artış veya azalma
Kontrolsüz ve istemsiz hareketler
Vücutta asimetrik görüntü
Anormal hareket paterni
İlkel reflekslerin devam etmesi
Denge ve düzeltme reaksiyonlarının gecikmesi veya ortaya çıkmaması
1 aylık bebekteki belirtiler
Dış uyarılara tepki göstermezler ve hareketsizdirler
Emme bozukluğu
Israrlı kusma
İstemsiz kasılmalar
2 aylık bebekteki belirtiler
Emme refleksinin ve diğer ilkel reflekslerin görülmemesi
3 aylık bebekteki belirtiler
Gözbebeğinde titreme
Vücudun geriye doğru kasılması
4-7 aylık bebekteki belirtiler
Baş kontrolünün olmaması
Gözün önlenemeyen kayması
Baş parmağın avuç içinde tutmaya devam etmesi
Emme refleksinin, Asimetrik tonik boyun refleksinin devam etmesi
8 aylık bebekteki belirtiler
Dönme ve oturma aktivitelerinin olmaması
El- göz koordinasyonunun olmaması
Bacakların bitişik olması
Gövde kontrolünün ve dengesinin yetersiz olması
10 aylık bebekteki belirtiler
Emeklemenin olmaması veya dizlerin ikisini de çekerek emeklemesi
Tutunarak ayağa kalkmada zorluk
İsmi ile çağırınca tepki vermemesi
Ağız çevresi kaslarda ve fonksiyonlarında yetersizlik
Ağızdan fazla salya akması
Verilen yiyeceği almaması veya ağzına götürememesi
1 yaşındaki bebekteki belirtiler
Çocuğun tutunarak yürüyememesi
Parmak ucunda ve bacaklar bitişik olarak yürümeye çalışma
Yukarıda yazılan belirtilerin hepsinin olması ya da birinin çocuğunuzda olması sizi korkutmasın ancak bir sağlık profesyoneline başvurup değerlendirilmenizde fayda sağlayacaktır.
Yaşının ilerlemesiyle kas tonusundaki artış ile hareketleri açığa çıkarmada güçlük ve postüral kontrolde yetersizlik görülerek eşlik eden kas zayıflığının belirginleşmesiyle SP klinik tablosu belirginleşir ve yerleşir.
3 aylıkken başını tutamayan, 6 ay civarında oturamayan, 8 ayda dönemeyen ve 18 aylıkken hala yürüyemeyen bir birey için mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
Eşlik eden diğer bozukluklar:
Mental problemler
Epilepsi
Duyu algı bozuklukları
Ortopedik problemler
Görme bozuklukları
İşitme bozuklukları
Konuşma bozuklukları
Oral motor problemler
Diş problemleri
Solunum problemleri
Üriner sitem problemleri
Gastrointestinal problemler
Ağrı
Davranışsal problemler
SP Tedavisi
SP kalıcı hasar sonucu meydana gelen bir gelişimsel bozukluk olduğundan hasarın tamamının iyileştirilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak küçük yaşlardan itibaren çocuğun yetersizlik türlerine göre uygun uzmanlardan yardım almak sürecin yönetilmesini kolaylaştıracaktır.
Fiziksel gelişim eksikliği için fizyoterapist, bilişsel gelişim için özel eğitim öğretmenlerinden destek alınabilir. Duyu bütünleme eksikliği için fizyoterapist veya ergoterapist, dil konuşma problemleri için ise dil konuşma terapistlerinden destek alınabileceği bilinmelidir.
Fizyoterapistler SP’den etkilenmiş bireyler için kişisel bir tedavi programı oluşturur, temel amaçları ise fonksiyonelliği artırmak ve bağımsızlığı azaltmaktır.
Pediatrik fizyoterapi ve rehabilitasyonun genel amaçları şöyle sıralanabilir.
Normal motor gelişimi destekleme
Kas kuvvetini koruma ve arttırma
Fonksiyonel hareket yeteneğini koruma ve artırma
Postüral kontrolü geliştirme
Hareket kalitesini artırma
Eklem kısıtlılıkları, skolyoz gelişimi gibi ikincil kas- iskelet sistemi gibi bozuklukların önlenmesi
Günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığı sağlamak
Yardımcı araç ve cihaz ihtiyaçlarını belirlemek
Çevreler düzenlemeler ve uyarlamalar ile ulaşılabilirliği sağlamak
Diğer tıbbi, medikal ve cerrahi uygulamaların desteklenmesi
Sp’li bireyin bilişsel gelişimini desteklemek de oldukça önemlidir. Her ne kadar normal gelişim gösteren bireylerden farklı gelişim gösterseler de eğitim her bireyin temel hakkıdır. Özel eğitim müdahaleleri ile her bireyin ihtiyaçlarına uygun bir eğitim alması mümkündür. Özel eğitimin genel amaçları şöyle sıralanabilir:
Eşit eğitim fırsatı sunarak kendi potansiyellerini ve yeteneklerini keşfetmelerine olanak tanır.
Yeterlilikleri, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda kapasitelerini en üst düzeyde kullanmalarını sağlar.
Üst öğrenime, meslek hayatına ve toplumsal yaşama hazırlanmalarını amaçlar.
Kendine güvenlerini artırmayı hedefler
Bireysel gelişimi destekler
Herhangi bir müdahaleye başvurulmazsa ne olur?
Fizyoterapi açısından erken ve geç müdahale farkları mutlaka oluşmaktadır. Gelişim aşamalarında olumsuz tablonun yerleşmeden müdahale edilmesi ilerleyen yaşlarda oluşabilecek engel durumlarının önüne geçilmesi için önemlidir.
Bireyin gelişiminde duyu-motor öğrenme önemlidir. Çevreden gelen duyusal uyaranlara karşı çocuk çeşitli motor cevaplar oluşturur. Erken rehabilitasyon ile çocuğa yoğun duyusal uyaran verilerek, motor cevaplar elde edilmeye ve geliştirilmeye çalışır. Dolayısıyla geç müdahale ile öğrenme yavaşlar, motor gelişim hızı azalır.
Bu dönemde alınan kararlar bireyin tüm yaşamını etkileyecek durumdadır. Çünkü fiziksel kısıtlıklar sosyal yaşamdan uzaklaşmasına yol açabilir. Akran zorbalığı ile mücadele etmesi gerekebilir. Sosyal ve duygusal açıdan yetersizlik hissine kapılabilir. Psikolojik boyut ön plana çıkarak yapabildiklerinden ziyade yapamadıklarına ve eksik yönlerine odaklanabilir.
Şule TEZCAN
Fizyoterapist
Comments